Bakırköy Sahil Yolu Otelleri

  • Bakırköy Sahil Yolu Otelleri
Gerçek ismi Kennedy Caddesi olan Bakırköy Sahil Yolu Otelleri, Sirkerci de bulunan Gülhane parkının önünde bulunan Sarayburnu Sahil Yolundan başlayıp Bakırköy Sahil Yolu Otelleri na doğru uzanmaktadır.

İstanbul halkı Kennedy Caddesinden daha ziyade sahil yolu olarak yaşamlarında yer edinmiştir. Zamanın İstanbul Belediye başkanı Bedrettin Dalan dokununcaya kadar eşi benzeri görülmemiş, bakımsızlıktan harebe görünümüne sahip evlere şenlik bir yoldu, meşhur Bakırköy Sahil Yolu Otelleri. Bakırköy Sahil Yolu Otelleri üzerinde İstanbulun önemli ihtiyaçlarını karşılayacak malzeme depolarının, iş yerlerinin, imalathane gibi iş kollarının yanı sıra canlı bir yaşam, riskli bölgeler, tehlikeler, dinlenme, eğlence yerleri de sıralıydı Bakırköy Sahil Yolu Otellerinda. Geçmişe gidip taze olan anıları kurcaladığımızda fazla değil otuzbeş sene öncesine gidip, inanılmaz tablolara sahne olan Bakırköy Sahil Yolu Otellerinun her iki yanında neler olup bittiğine şöyle bir bakıp hatıralarımızı tazeleyelim.

Yüz binlerce hatta milyonlarca İstanbulda yaşayan insanların yaşam ve kullanım alanı olan Bakırköy Sahil Yolu Otellerinde, nefes almak isteyenler için ideal özelliklere sahip insanların Bakırköy Sahil Yolu Otellerine koşmak için gittikleri, kahvelerini yudumladıkları çay bahçelerinde denizin güzelliğini seyreder, çay ve kahve içer, çekirdek yer, piknik yapar, yüzer, balık tutarlar, kayık kiralar kürek çekerdi Bakırköy Sahil Yolu Otellerina, Çöp dağları, kum tepeleri, kamyonlar, at arabaları, hurdacılar, halı yıkayanlar, kaza yapanlar, Bakırköy Sahil Yolu Otellerinde balık tutanlar, balık alanlar, gün batımını izleyen aşıklar, gemi enkazlarından parça sökenler, içenler, gezenler, tozanlar ne ararsanız Bakırköy Sahil Yolu Otellerine geldiğinizde görebilirdiniz.

Bakırköy Sahil Yolu Otelleri

Bakırköy Sahil Yolu Otellerindeki Çöpler ve Lodosçular Mermer Kalenin çevresine gelen çöp kamyonları İstanbul’un sokaklarından toplanan çöpleri buraya dökerlerdi. Bakırköy Sahil Yolu Otellerine dökülen bu çöpler yeni iş kolu doğmasına sebep olmakla birlikte bu iş kolunda çalışanlara Lodosçular diye isim verilmişti. İstanbul havası lodos olunca sert dalgalar Bakırköy Sahil Yolu Otellerine vurur, hafif taşınabilir çöpleri çözerek dalgaların Sahile vurmasıyla açığa sürükler, ağar metaller sahilin sığ kısmında dibe batar, Sahile sürüklenemedikleri için batıkları yerde birikirdi. İşte bu iş kolunda çalışan insanlar lodos havasının geçmesiyle deniz durulunca Bakırköy Sahil Yolu Otellerine gelir, uzun lastik çizmeler giyer ve deniz içinde biriken demir aksamları toplayarak hurdacılara satarlar ve geçimlerini bu yönde devam ederleri.

Bakırköy Sahil Yolu Otelleri Boyahaneler, Yazmacılar Yolun iç kısmında bulunan tatlı Su kaynağı, yağışsız havalarda bu iç kısım bulunan su kaynağından faydalanırlar. Yazmacılar, yemeniciler, çukurlarda ki kazanlarda kaynattıkları boyalarda allı morlu eşarplar, başörtüleri yazmalar boyanır, kuruması için iplere serilerek güneş sıcaklığıyla kuruması beklenirdi. Bakırköy Sahil Yolu Otellerinden vızır vızır geçen arabalar geçerek penceresinde bu renk ahenk yelken gibi uçuşan boyalı bezleri görürdünüz. Yazmacılar seyyar çalışırlardı, iplere serilen eşarplar toplanınca her şey doğal havasına kavuşurdu.

Bakırköy Sahil Yolu Otelleri Boyunca Gemi Enkazları Yıllarca Dururdu Ahırkapı açıklarından başlayıp Kumkapı, Çatladıkapı, Yenikapı açıklarına dek devam eden geniş alan, gemilerin otopark alanı gibiydi açıkta demirleyip beklerlerdi cansız demir parçaları gibiydiler. İstanbul Boğazının geçiş trafiği yoğun ise burada kendilerine geçiş izni için sıranın kendilerine gelmesini ve boğazdan geçmek için bekleme yaparlardı. Bakırköy Sahil Yolu Otelleri açıklarında bekleyen gemiler aynı zamanda mürettebat değişimi, gemilerin ihtiyaçlarının karşılanması, olaya karışmış gemilerin mahkeme duruşmalarına kadar geçen sürede burada zorunlu olarak bekleyerek zaman geçirilirdi. İstanbul'un ünlü Lodos havası bazen öyle şiddetli olurdu ki, zorunlu bekleme yapan, tamirat, ikmal amaçlı gemi parkı haline gelen ve kıyıdan birkaç mil açıkta demirleyen çoğu boş olan gemiler, gece vakti demir tarar, dalga ve rüzgarın karşı konulmaz gücüyle olanca hızla sürüklenir, sahile çarparlardı. Sürüklenen gemiler karaya otur, yan yattıktan sonra, kurtarılmayı başaramayan gemiler ise evsizlere mesken olurdu.

Gemilerin değerli parçaları hurdacılar tarafından yağmalanır, yavaş yavaş söküm başlar, Yenikapı, Kumkapı sahili bazen üç dört gemi enkazına mezar olup Bakırköy Sahil Yolunun kötü bir görüntüye neden olurdu . Bu manzara artık Bakırköy Sahil Yolu Otellerinden geçen insanlara tuhaf gelmiyordu artık hayatın bir parçası haline gelmişti. Bakırköy Sahil Yolu Otellerindeki karaya oturan gemilerin ne zaman kalkacak diye beklemeden gemi mezarlığına dönen enkazların önünde İstanbul halkı maraton koşusu bile yaparlardı.

Bakırköy Sahil Yolu Otellerinde Ne Arasanız Var Bakırköy Sahil Yolu Otellerinda Çektirme, koster, köfteci, kayıkçı, kuruyemişçi, çaycı, balıkçı, martı, at arabası, gemi enkazları, spor yapan, yürüyüş yapanlar, piknik yapanlar, kamyon ne arasanız vardı, tam manasıyla foto fuar alanı gibiydi. İstanbul Sultanahmet Camisi minaresinden Bakırköy Sahil Yolu Otellerine doğru bakıldığı zaman Sahilin kıvrımları yarım daire çizerek uzanan girintili çıkıntılı Bakırköy Sahil Yolu Otelleri şeridinde Havagazı Dolum Tankları, Zeytinburnu Çimento Fabrikasının kuleleri, Haliç Azapkapı'dan Yenikapı'ya taşınan İstanbul Balık Hali, balıkçı barınağı, karaya vuran enkaz gemileri, ufacık görünen inanlar yolun en belirgin noktalarını teşkil ederdi.

Bakırköy Sahil Yolu Otelleri Zeytinburnu Kazlıçeşme Deri Fabrikaları Bakırköy Sahil Yolu Otelleri Kazlıçeşme’de sokakları arasında bulunan üzerinde kaz resmi bulunan bir çeşme mevcuttu ama öyle gözünüze çarpan, görünen bir meydanda değil, çamurlu sokaklar arasında bulunan, tahammül edilemez derecede ağır kokuluların içinde yer alan deri atölyeleri arasındaydı. Kazlıçeşme barakalar, ateş tuğlasından yapılmış dev bacalar, köhne binalar yıkılmaya yüz tutmuş, tabaklanmış derilerin gerildiği ahşap kurutma bina terasları, sağlıksız deri fabrikalarında, iş yerlerinde berbat kıyafetler içinde kadın erkek deri işinde çalışan soluk yüzlü bakımsız işçiler, derilerin işlem gördükten sonra, nakliye için kullanılan at arabaları ilk baktığımızda gözle görünenlerdi. Sokakların ve yerlerin kar ve yağmurda balçık tarlasına döner sokaklarda yürümek zorlaşırdı. Deri işinde çalışma koşulları erkek çalışanlar adına zordu, fakat kadınlar da bu zorluğa göğüs gererek çalışmalarını sürdürürlerdi.

Bakırköy Sahil Yolu Otelleri

Bakırköy Sahil Yolu Otelleri Zeytinburnu Kazlıçeşme Deri Fabrikalarının çevreye yaydıkları kokularını gidermeleri için kimyevi madde kullanırlardı fabrikalar ve bu kimyevi maddelerinde çevreye yaydığı kokuları da vardı, bu çevreye zararlı kimyevi madde kokularının çalışanlar üzerinde de etkileri bir hayli fazlaydı neden derseniz çalışanlar en çok kokuya ve kimyevi malzemeye maruz kalanlardı. Bakırköy Sahil Yolu Otelleri Zeytinburnu Kazlıçeşme Deri Fabrikaları bu kesiminde Kazlıçeşme’den geçerken kimyevi ve deri kokularının yaydığı pis havadan dolayı araçların camları hızla kapatılır, burunlar yol boyunca elleriyle tutarak kokuyu hissetmemek için tıkanır, mümkün olabildiğince bulundukları yerden uzaklaşana kadar nefesler tutulur, tabaklanmış derilerden etrafa yayılan ağır koku semtte yaşayanlar içinde dayanılmazdı.

Bakırköy Sahil Yolu Otelleri Dopdolu İstanbul'un en Bakırköy Sahil Yolu Otellerine ve etrafa koku yayan büyük sorunlu iki bölgesi vardı. Biri Eyüp sınırları içinde yer alan Haliç diğeri, kum depoları ile Zeytinburnu dericilerin bulunduğu Kumkapı Sahil Yolu ve çevresiydi. İstanbul'da az sayıda bulunan Yedikule Gazhane dolum, dağıtım tankları ve tesisleri Bakırköy Sahil Yolu Otelleri üzerindeydi, kum depoları ve buraya kum taşıyan kosterler, çektirmeler, motorlar burada ki derme çatma iskelelere yanaşırdı, pahalı ve son derece şık deri mamuller burada üretilerek işlemden geçtikten sonra imalatı yapılıyordu. Yapılan bu çalışmalar ülkenin hem işsizlik oranının azalmasına hemde önemli miktarda döviz kazandırıyordu. Geçmiş tarihlerden kalan yapımı bizanslılara dayanan tarihi Yedikule surlarının uzantısı olan surlar, Bakırköy Sahil Yolu Otelleri dek devam ediyor, bu hengamenin içinde tarihi kalıntılarını koruyorlardı.

BİZE ULAŞIN WHATSAPP